+90 (532) 660 40 35
·
info@isbiliroglu.av.tr
·
7/24
İletişim

Ceza Hukuku

Bu hukuk disiplinine ilişkin bilgilendirmeleri yapmadan önce, ceza yargılamasının ruhuna ilişkin gerekli en temel bilginin en başta verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu temel bilgi ise ; Mesleki tecrübelerimize dayanarak ceza hukukunun dava aşamasından ibaret olmadığı hususudur. Belirtmek gerekir ki; Ceza yargılamasında temel belirleyici olan soruşturma aşamasıdır. Soruşturma aşaması demek, karakolda bir suçlamaya yönelik olarak ifade verdiğiniz, sonrasında eğer gerekli görülürse savcılık tarafından ifadenizin alındığı, aleyhinize ve lehinize delillerin toplandığı aşamadır. Birçok müvekkilimiz ceza yargılamasının dava açıldıktan sonra ki aşama olduğunu düşünmektedir. Tecrübelerimizden yola çıkarak bunun aslında tam aksi olduğunu, yani soruşturma aşamasının %90 dava sürecinde belirleyici olduğunu belirtmek isteriz. Hakkınızda ki delillerin toplanış şekli, arama kararlarının bulunup bulunmadığı, lehinize delillerin toplanıp toplanmadığı hususu, aleyhinize kullanılmak istenen delillerin hukuka uygun olup olmadığı, ifadeniz alınırken Ceza Muhakemesi Kanunu ve sair mevzuata yani hukuka uygun prosedürlerin takip edilip edilmediği ve sair hususlar dava sürecinde belirleyici olmaktadır.

Bu konularda elbette ki normal bir vatandaşın hukuki bilgisi genelde yeterli olamaz. Hukuken yapılması gereken itirazları yapamayabilir, haklarını bilmediğinden hakkını savunamayabilir. Bu noktada mesleğinde gerekli donanıma sahip kişilerden, özellikle de ceza yargılamasının doğası gereği diğer hukuk disiplinlerinden farklı olması sebebiyle; ceza alanında yetkin Avukatlardan hizmet almanızı öneririz. Örnek vermek gerekirse; Genelde bir kişi lehine olan, belirtmesi gereken delilleri, bilgi ve tecrübesi olmadığından önemli görmeyebilir, belirtemeyebilir, unutabilir. Süreç itibarı ile ceza soruşturması da dava aşaması olan kovuşturması da hem kişilerin kendisi hem de yakınları için streslidir. Sadece bu nedenle dahi sürecin getirdiği stresle bazı önemli hususları belirtmemiş olabilirsiniz. Unutmayın ki karakol ve savcılık süreçlerinden oluşan delillerin toplandığı soruşturma aşaması ceza yargılamasının bir bağlamda temel atma törenidir. Bu aşamada yapılmayan itirazlar, lehinize olup toplanmamış deliller, sonrasında dosya yoğunluğu nedeniyle uzayabilen ceza yargılaması sürecinde delillerle kendinizi kanıtlayana dek yurt dışı çıkış yasağı, adli kontrol, tutukluluk gibi CMK’da ki tedbirlerle karşı karşıya gelmenize hakkınızı savunamamanız sonucu neden olabilir. Çünkü tutukluluk gibi adli tedbirlerin alınmasına yönelik olarak, soruşturma aşamasında toplanılan delillerin görüşüldüğü tartışıldığı aşama ilk aşama olan soruşturma aşamasının hemen bitiminde Savcılığın bu tedbirlere yönelik görüşü ve Sulh Ceza Hakimliğinin hemen akabinde karar verdiği aşamadır. Bu nedenle ceza yargılamasında kamuya; kişilere, kendisini savunması için hizmet Avukatlık Kanunu m.1 uyarınca “kamu hizmetlisi” sayılan biz Avukatlar, Savunma Makamı olarak anılırız. O nedenle genelde hukuken gelişmiş toplumların filmlerinde gördüğünüz, karakolda ifadesi alınan kişinin söylediği “Avukatımı istiyorum!” cümlesi hayatınızda belirleyici rol oynayacaktır. İşbiliroğlu Hukuk ailesi olarak bizler size, böyle bir süreç yaşamanız halinde, ailenizi-yakınlarınızı aramadan önce ceza alanında gerekli birikim ve tecrübeye sahip bir Avukatı aramanızı, bu süreçte yalnız kalmamanızı öneririz.

İşbiliroğlu Hukuk olarak bizler Karakol, Savcılık, Sulh Ceza Hakimliği, Esas Dava Mahkemesinin Hakimliği olan Asliye Ceza Mahkemeleri, Ağır Ceza Mahkemeleri, Fikri Sinai Haklar Ceza Mahkemeleri, İnfaz Hakimliği, Çocuk Ceza Mahkemesi, Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi), sonrasında İstinaf Mahkemeleri (Bölge Adliye Mahkemeleri), Yargıtay, Anayasa Mahkemeleri, Bireysel Başvuru, Avrupa İnsan Hakları Mahkemeleri süreçlerinde her an 7 gün 24 saat Türkiye’nin ya da dünyanın neresinde olursanız olun Savunma Avukatınız olarak sizinle birlikte olacağımızı belirtmek isteriz. Gerek yurt içinde ve de gerekse yurt dışında ceza yargılamasında hizmet vermiş, tecrübeli, ceza alanında uzman avukatlarımız bu süreçlerde size yardımcı olacaktır.

Ulaşılabilir Olmanın Ceza Hukukunda ki Önemi

Ayrıca, ceza yargılamasının doğası gereği, kolluk kuvvetlerince kişiler günün her saati gözaltına alınabilir ya da ifade vermeye yakalama zorla götürme yolları ile götürülebilir, İşyeri ve konut araması yapılabilir, el koyma ve benzeri Kolluk veya idari görevliler tarafından yapılan olağanüstü denetimler düzenlenebilir.

Müvekkilin yaşayabileceği her türlü ifade alınma işlemi, göz altına alınma, savcılığa mevcutlu getirilme gibi acil hukuk hizmeti alma ihtiyacınızın doğacağı, avukatınızın yanınızda olması gereken durumlar gözetildiğinden, savunma hakkının kutsallığı gereği, İşbiliroğlu Hukuk’un telefonu hafta içi hafta sonu fark etmeksizin gece gündüz açıktır ve avukatlık hizmetine hazırdır.

 

Ceza Hukukunun yargılama sürecine ilişkin kanaatimizce en temel gerekli bilgiyi verdikten sonra ceza disiplinini anlatmamız gerekir ise;

 

Ceza hukuku toplumsal yaşamın kanun koyucu tarafından belirlenmiş kurallar çerçevesinde sürdürülebilmesini olanaklı kılmak adına düzenlenmiş bir hukuk dalıdır. Diğer hukuk disiplinlerinde olduğu gibi kendi araçlarıyla toplum düzenine hizmet eder. İhlal edilmesi durumunda uygulanacak cezalarla toplumsal yaşamı düzenleyen Ceza Hukuku, yaşamsal öneme sahip normları belirleyerek suç teşkil eden hal ve davranışlara verilecek ceza ve yaptırımları işletir.

Toplumlar varlıklarını ancak belli kurallara bağlı kalınması halinde sürdürebilir. Buna binaen insana dair birçok yükümlülük, emir veya yasaklar şeklinde somutlaştırılmıştır. Ceza Hukuku, birçok alt hukuk disiplini ile birlikte çalışarak uyulması gereken norm ve kuralları somutlaştırır ve uyulmaması halinde uygulanacak yaptırımları belirler.

Ceza hukuku nasıl işler?

Ceza hukuku doğrudan ve dolaylı kaynaklarla işlevsel hale gelir. Anayasa, kanunlar ve uluslararası sözleşmeler doğrudan kaynaklar, yüksek mahkeme (Yargıtay, İstinaf, Anayasa Mahkemesi vs.) kararları ve doktrinler ise dolaylı kaynaklar olarak Ceza Hukukuna yön verir. Toplumdaki her bir bireyin temel hak ve hürriyetleri üzerinde en kapsamlı etkiye sahip olması Ceza Hukukunu diğer hukuk dallarına göre daha işlevsel kılar. Bu sebeple Ceza Hukuku kapsamında görülen davalar diğerlerine nazaran daha karmaşık ve zor bir sürece sahiptir. Bu tür dava süreçlerinin hukuka uygun şekilde sürdürülmesi adına, Ceza Hukuku konusunda uzmanlaşmış hukuk bürolarından veya avukatlardan destek alınması tavsiye edilmektedir. Bu bağlamda mesleğinde yetkin beceriye sahip olmakla beraber akademik anlamda da ileri düzeyde olan avukatlarımızla size İşbiliroğlu Hukuk olarak hizmet vereceğiz.

 

Suç olarak belirlenmiş fiiller ve işlenmesi halinde uygulanacak cezalar devlet tarafından kanunlar yoluyla belirlenir. Ceza Hukuku, devlet ile suçu işleyen arasındaki cezalandırma sürecinin başlatılması ve sonlandırılması görevini üstlenir. Suç ve cezayı inceleyen Ceza Hukuku, genel ve özel ceza hukuku alt başlıklarına ayrılır. Herhangi bir fiilin suç sayılabilmesi ve cezalandırmaya yönelik tedbirlerin alınabilmesi için belli unsurları barındırması gerekir. Vakaya ilişkin olarak suçun unsurların varlığını incelemek, eksik hususları ve lehe hususları tespit etmek uğruna şirketimiz yetkin bir avukatlık hizmeti sağlayacak ve süreci yönetecektir.

Ceza Hukukunda Suçun Unsurları

Ceza Hukuku, bir fiilin suç sayılabilmesi için belli unsurları gözetir. Kanuni unsur, maddi unsur, manevi unsur ve hukuka aykırılık unsurları, suçu oluşturan temel unsurlar olarak kabul görür.

Kanuni unsur: işlenmiş bulunan bir fiilin kanunla düzenlenmiş olan suç tanımına birebir benzer oluşudur. Bu tür suçlarda kanun tarafından tanımlanmış çerçevedeki unsurlardan biri mevcut değilse suçun kanuni unsuru oluşmaz.

Maddi unsur: Bireyin kendi iradesiyle bile isteye yapmış olduğu fiil ile dış dünyayı değiştiren bir eylem gerçekleştirmesi şeklinde tanımlanmıştır.

Hukuka aykırılık unsuru: bir suçun hukuka aykırılık vasfı taşıması için, işlenen suçun hukuk düzeniyle çelişmesi gerekir. Ancak ceza hukuku hukuka aykırılık yönünden bazı istisnalar getirerek, meşru müdafaa, cebir, şiddet ve tehdit altında işlenen suçlar, hak kullanımının ilgilinin rızası ile gerçekleşmesi gibi bazı fiillerin hukuka uygun olacağını belirlemiştir.

Manevi unsur: suçun, fiili isnat yeteneğine sahip biri tarafından kendi iradesiyle, bilerek ve isteyerek yapılmış olmasıdır. Diğer tüm unsurlar mevcut olmakla birlikte işlenen suçta kasıt niteliği mevcut değilse manevi unsur yokluğu sebebiyle işlenen fiil dolayısıyla bireye cezayı verilmemesi mümkün olabilmektedir.